Rehberlik

Yarıyıl Tatilinde Ne Yapmalı?

Sınavlara hazırlık sürecinde çok kritik bir döneme girmek üzeresiniz. Tabii ki kastettiğim dönem yarıyıl tatili. Özellikle lise-3’te okuyan öğrenciler için bulunmaz bir fırsat bu dönem. Çünkü yarıyıl tatili ile birlikte bütün enerji ve konsantrasyonu sadece ÖSS üzerinde yoğunlaştırma şansı doğuyor. Sınava hafta içi öğrencisi olarak hazırlanan öğrenciler de bu dönem içinde yeniden bir tazelenme yaşabiliyor. O nedenle öğrenciler adına farklı bir mevsimi ifade ettiği için “Çalışma mevsimi” de diyebiliriz yarıyıl tatiline. Sizin en güzel çiçekleriniz bu dönemde açmalı, ağaçlarınız en leziz meyvelerini bu dönemde vermeli!

Peki yarıyıl tatili nasıl değerlendirilmeli? Bu konuda her öğrenci kendi durumuna göre bir çalışma stratejisi belirlemelidir. Dersaneniz zaten bir çalışma takvimi oluşturmuştur bu özel dönem için. Sizin de yapmanız gereken, sadece bu döneme özgü yeni bir çalışma programı oluşturmaktır. Günün, haftanın ve yarıyıl tatilinin sonunda ulaşmayı düşündüğünüz yeni hedefler belirlemelisiniz. Bu hedefler çalışma isteğinizi kamçılayacak nitelikte olmalıdır. Hayali ve gerçekleşmesi imkansız hedefler, belli bir süre sonra ümidinizin kırılmasına ve çalışma isteğinizin azalmasına neden olabilir. Bu dönem içinde uygulanabilecek 4 temel strateji vardır. Her öğrenci kendi durumunu etüt edip buna göre aşağıdaki uygulamalardan birini yapmalıdır.
Konu tekrarı yapmak: Özellikle geçmiş konulardan çok fazla hatası çıkan öğrenciler genel tekrara ağırlık vermelidir.
Eksik kalan konuları tamamlamak: Eğer öğrenci çalıştığı dergiye ya da dersanedeki konulara yetişememişse acilen bu konuları bitirmeye çalışmalıdır. Konu eksiği fazla olan, konuları sınava kadar yetiştirememe korkusu yaşayan öğrenciler, bu tatilde önceliği eksik konularını tamamlamaya ayırmalılar. Bu tip öğrenciler ikinci döneme konu eksiğini gidermiş şekilde başlamayı amaçlamalılar. Çünkü ikinci dönem hem zamanın daha kısa olması, hem sınavın yaklaşmasıyla birlikte yaşanacak stres ve kaygı, hem de bahar mevsiminin gelmesi ve sıcakların başlamasıyla birlikte ev dışının daha cazip olması nedeniyle öğrenci adına handikap oluşturacaktır.
Çalışılmış olunmasına rağmen zayıf hissedilen derslere ya da konulara yoğunlaşmak: Örneğin öğrencinin matematikten ve geometriden çok fazla eksiği varsa, öğrenci tatil döneminde özellikle bu derslere daha fazla vakit ayırarak bu zayıflığını gidermelidir.
Yeni konular çalışmak: Bunu yapacak arkadaşların konu eksiklerinin olmaması ve çalıştığı konulardan çok az soru kaçırıyor olması gerekir. Yani ders durumu ve puanları iyi olan öğrenciler bu yola başvurmalıdır.

Bunlardan hangisini uygularsanız uygulayın ama az bir süre de olsa bu zamana kadar çalıştığınız konuların genel bir taramasını yapmayı ihmal etmeyin. Günlük belli bir zaman dilimini ‘tekrar yapma’ya ayırın.

Konu yetiştirmede problemi olmayan bir öğrenci için yarıyıl tatili ‘tekrar yapma’ açısından bulunmaz bir fırsattır. Öğrencilerin bir kısmı konuları yetiştirme açısından bir problem yaşamamaktadır, ama çalışılan konuların ne derece hazmedildiği önemli bir soru olarak kafaları kurcalamaktadır. Bu nitelikteki öğrenciler, yarıyıl tatilinde sorularla ilk dönemin genel bir tekrarını yapma şansı yakalamış olurlar. Hangi konuların ne derece öğrenildiği, eksik kalan yönlerin ne olduğu böylece görülmüş olur. Buna göre yeniden konu çalışması yapılır.

Yarıyıl tatilinin sonunda bir-iki deneme sınavı çözerek bu çalışmanızın size getirilerini ölçün.

Peki sadece ders mi çalışacaksınız, soru mu çözeceksiniz bu dönemde?.. Tabii ki hayır. İlk dönemin yorgunluğunu atmanızı ve çalışma dönemi içerisinde bir nebze de olsa rahatlamanızı sağlayacak belli aktivitelere de zaman ayırmak gerekir. Bunu yaparken ölçüyü kaçırmamakta fayda vardır.

Kalan sürede belki de çalışma açısından bu kadar verimli geçirebileceğiniz başka bir zaman dilimi bulamayacaksınız. O nedenle bu sıçrama tahtasını iyi değerlendirin ki başarıya ulaşabilesiniz. Yarıyıl tatilinin hepiniz için verimli ve güzel geçmesi ümidiyle…

Çalışma İsteğim Yok, Motive Olamıyorum

Written by erdem on 17 Kasım 2007 – 12:27 -

Öğrencilerin yaşadığı en temel problemlerden birisi, belki de en önemlisi çalışma arzusunun oluşmaması ya da ders çalışma ilhamının gelmemesi olarak karşımıza çıkıyor. Zaten sitemizdeki anket sonucuna baktığımızda % 50 oranında çalışmayı engelleyen temel faktörün motivasyon eksikliği olduğunu görmekteyiz.

Peki çalışmadan başarılı olma gibi bir şansımız ya da lüksümüz var mı? Bekletmeden hemen cevabı vereyim: Tabii ki yok! Çalışmadan başarıyı yakalayan tek varlık (yatarak da diyebiliriz) tavuklar!

Şunu da peşinen belirteyim; şu kadar senelik eğitimcilik hayatımda “Hocam, ben çalışmadan yapamıyorum; ders çalışmak bende saplantı haline geldi. Gezmeyeyim, tozmayayım, devamlı ders çalışayım diyorum; çünkü bu çalışma arzusu beni rahat bırakmıyor!” diyen bir öğrenci ile karşılaşmadım. Demek ki böyle bir problemi olan öğrenciler çok fazla bu durumu dert etmesinler; çünkü genel tablo bu. Eee genel tablo bu, ama bu yarışı çalışan öğrenciler önde bitiriyor. O halde ne yapmalı?!

1- Tören beklemeyin, eyleme geçin: İnsanların birçoğunda harekete geçmek için isteğin oluşmasını beklemek gibi bir saplantı var. Halbuki insanoğlu istek oluşmadan harekete geçince belli bir süre sonra bu istek ortaya çıkabilmekte. Yani kimi zaman istemeye istemeye harekete geçmek, ders çalışma isteğini kendiliğinden oluşturabilir. O nedenle çalışmak için tören beklemeyin, kendinizi zorlayın ve harekete geçin.

2- Hedefinize sıkı sıkıya bağlanın: Hedefiniz yoksa çalışmak için bir nedeniniz de yoktur. En uzun yolculuk, nereye gidildiğini bilmeden yapılan yolculuktur. Nereye gideceğinize karar vermediyseniz harekete geçmek için bir istek oluşmaz. O nedenle hedefinizi güçlendirmeye, yazılarla ve resimlerle canlı tutmaya gayret edin. Kazanmayı düşündüğünüz bölüm ya da üniversite ile ilgili orada okuyan öğrencilerle ara sıra görüşerek bu canlılığı sağlayabilirsiniz. Unutmayın ki insanoğlu kısa sürede ulaşacağı hedeflere daha iyi konsantre olur. Siz bir sprinter değil, bir maratoncusunuz. Bu uzun soluklu koşuda belli noktaları istasyon olarak belirlemelisiniz. Günlük, haftalık, aylık hedefler belirleyerek (bitireceğiniz konular, çözeceğiniz soru adetleri, deneme sınavlarında alacağınız puanlar gibi) ana hedefiniz için bunları basamak olarak kullanın.

3- Arkadaş çevrenizi çalışan öğrencilerden oluşturun: Çevrenizdeki arkadaşlar çalışan, çalışmayı seven, yarış edebileceğiniz nitelikte olsun. Kendinizi bir yarış atmosferine sokabilirseniz çalışma isteğiniz artacak, iradeniz güçlenecektir. Bu arkadaş çevresi içinde gıcık kaptığınız (!) tipte olanlar da bulunmalı. Bu tip arkadaşlarınıza kaç puan alacağınızı, kaç saat çalışacağınızı, kaç soru çözeceğinizi söylerseniz bunları yapmak için kendinizi zorlama ihtiyacı hissedersiniz. Tabii ki onların dillerine düşmemek için!

4- Zihninizi düzenleyin: Aklınızda daima, bu sene yapacağınız güzel bir çalışmayla bütün bir geleceğinizi belirleme şansına sahip olabileceğiniz düşüncesi bulunsun. Zihninizi bu yönde şartlandırın.

5- Başarıda kendinizi ödüllendirin, başarısızlıkta ceza uygulayın: Önünüze koyduğunuz günlük, haftalık ya da aylık hedeflere, almak istediğiniz puan hedeflerine ulaştığınızda kendinize ödüller verin. Bu ödüller sizin için cazip şeyler olmalı. Bunu aileniz de yapabilir, siz de yapabilirsiniz. Hedeflerinizi gerçekleştiremediğinizde ufak cezalar uygulayabilirsiniz. Örneğin günlük hedefe ulaşmadığınızda o gün seyredeceğiniz tv programını seyretmeyin ya da arkadaşlarınızla buluşmayı düşünüyorsanız buluşmayın.

6- İyi bir teknik direktör edinin: Sizin çalışma koşullarınızdan haberdar, sizi yakından tanıyan, zaman zaman çalışma performansınızı denetleyen, hedeflerinizi ne derece gerçekleştirdiğinizi ölçen-biçen ve gerekli taktik ve tekniklerle sizi yönlendiren bir eğitimci de çalışma iradenizi güçlendirecektir. Bu kişi, üzerinizde etkisi ve yaptırımı olan bir öğretmeniniz olabileceği gibi bir üniversiteli büyüğünüz de olabilir. Özellikle bu kişinin sizi denetleme görevi çok önemlidir.

7- Çevrenizde sizi konuşma ve davranışlarıyla tetikleyecek kişiler olsun: Sizler birer robot değilsiniz. Tabii ki arada sırada çalışma isteğiniz azalacak, performansınız düşecektir. Böyle dönemlerde konuşmasıyla sizi etkileyen, çalışma isteğinizi artıran, iradenize güç veren bir insanla konuşmanızda fayda vardır. Bazı kişiler konuşma ve davranışıyla sizde etki yapar. Onunla çok kısa bir süre de olsa bir arada olmanız, konuşmanız sizin adınıza çalışma isteğinizi kamçılayabilir.

8- Kendinize dert ortağı bulun: Sınavda sadece kuru bir çalışmayla başarılı olmak çok zordur. Bu dönem zarfında dertleriniz, sıkıntılarınız, bunaldığınız anlar olacaktır. Böyle anlarda dertlerinizi paylaşacağınız, konuştukça rahatlayacağınız kişiler olmalı çevrenizde. Bu kişi ya da kişiler, ailenizden olabileceği gibi, arkadaş ya da öğretmenlerinizden birisi de olabilir.

9- Ümitsizliğe düşmeyin: Zaman zaman bunalabilir, ümitsizliğe düşebilir, karamsarlığa kapılabilirsiniz. Bu son derece doğaldır. Bazı dönemlerde aksilikler ve başarısızlıklar peşpeşe gelebilir. İşte bu noktada ayakta kalmasını bilenler diğer adaylara karşı önemli bir avantaj elde edeceklerdir. Bırakmak, kaçmak herkesin rahatlıkla yapabileceği şeylerdir. Ancak problemlerle mücadele etme iradesini gösterenler hem bu sınavda hem de hayatın diğer dönemlerinde başarıyı yakalayabileceklerdir. Unutmayın ki tarihteki önemli şahsiyetler, başarısızlıklarından ve yenilgilerinden sonra ayakta kalmayı başarabilenler arasından çıkmıştır.

Velhasılı kelam; yata yata başarıya ulaşmak mümkün değil. 20. yüzyılın büyük düşünürlerinden Cemil Meriç’in dediği gibi “Ulu çınarlar fırtınalı zeminlerde büyür.” Ulu bir çınar olmak istiyorsanız bunları göğüslemek zorundasınız.

Konsantrasyon Problemi

Konsantrasyon Problemi Olanlar; Bu Yazıya Konsantre Olun!

“Hocam, dersin başına oturuyorum, ancak derse bir türlü konsantre olamıyorum. Aklım hep başka şeylere kayıyor.” cümlesi zannedersem çoğunuz için ortak bir sorunu ifade etmekte.

Aslında konsantrasyon sorunu çok faktöre bağlı bir sorun. Ne tek bir nedeni var ne de tek bir çözümü. Belki de sorunun kaynaklandığı nedenlerin temeli daha biz küçük yaşlardayken atılmış olabiliyor.

Konsantrasyonun bozulmasının nedenlerine ve çözüm yollarına geçmeden önce bu kavramın tanımıyla işe başlayalım. Böylece okuyanlar için de ortak bir dil belirleyerek kelimeye farklı ya da yanlış anlamlar yüklenmesini önlemiş oluruz.

Konsantrasyon, dikkat dağıtıcı şeyleri eleyerek yapılacak işe odaklanmayı ifade eder.

Konsantrasyonu en üst düzeyde yaşayanların başında çocuklar gelir. Çocuklarda ne gelecek endişesi ne de geçmiş bugün kadar bir anlam ifade eder. Çocuk, yaşadığı ana odaklanır. Eğer evde kardeşleriniz ya da yeğenleriniz varsa onların davranışlarını takip ederek bunun farkına varabilirsiniz. Çocukları sevdikleri bir çizgi filmi izlerken takip edin. Onlara bir soru sorduğunuzda sizi duymazlar bile. Benzer duruma maç seyreden büyüklerde de rastlayabiliyoruz.

Başarılı insanların hayatlarını incelediğinizde de bu insanların konsantrasyon problemi yaşamadıklarını görürsünüz. Çünkü ilgi düzeyi yüksek, yaptığı işten zevk alan insanların odaklanma problemi olmaz. Size bu konuda Mimar Sinan’ın yaşamından bir olay aktarmak istiyorum:

Kanuni Sultan Süleyman, kendi adını taşıyacak olan Süleymaniye Camii’nin yapımı için şu anki arsanın bulunduğu yeri beğenir. Mimar Sinan’ı çağırtır; araziye bakmaya, arazinin uygun olup olmadığını görmeye giderler. Mimar Sinan araziyi dikkatle inceler.

Padişah sorar: “Nasıl buldun Sinan?”

Koca Sinan cevap vermez ve araziye bakmaya devam eder. Vezirler, diğer devlet erkânı, herkesin gözü, Sinan’ın ve Kanuni’nin üzerindedir. Herkes suspus olmuş, çıt bile çıkmamaktadır. Bütün devlet erkânı Padişahın ne yapacağını merak etmektedir.

İğne düşse duyulacak bir sessizlik vardır. Mimar Sinan konsantre olmuş, araziye bakmaktadır.

Kanuni, bir kere daha sorar: “Ne düşünürsün, bre Sinan?”

Mimar Sinan gözlerini araziden ayırmaz ve cevap vermez. Herkes korkmuş, şaşkın, Muhteşem Süleyman’ın gazabını, hiddetini beklemektedir. Padişah hiçbir şey söylemez.

Aradan bir süre daha geçer ve Mimar Sinan başını eğerek arsadan içeri girer. Herkes Sinan’ın onları duymadığını, o kısa süre içerisinde tasarımını yapıp hayalinde oluşturduğu kemerlerden birine çarpmamak için kafasını eğerek boş arsaya girdiğini fark eder. Kanuni de önce beklemiş, sonra da anlaşıldığını fark etmiştir.

Zaten başarıyı da getiren unsurların başında gelmiyor mu odaklanma, konsantrasyon. Mimar Sinan’ı da Mimar Sinan yapan işte bu özellikleri.

Konsantrasyon, beraberinde zaman algısını da değiştirir. Siz de zevk alarak yaptığınız bir işte vaktin ne kadar da çabuk geçtiğini çok sonradan anlarsınız.

Konsantrasyon bir işe harcanacak olan enerjinin en verimli ve ekonomik bir şekilde harcanmasını sağlar. Sık sık çalıştığı konudan kopan bir öğrencinin konuyu öğrenmek için harcadığı süre çok fazla olacaktır. Ayrıca öğrenci kafasında konu bütünlüğünü sağlamada, konular arasında ilişki kurmada zorlanacaktır.

Konsantrasyon problemi yaşamayan bir öğrenci, zamanını da verimli kullandığı için planlı hareket edebilir; hazırladığı çalışma planlarına uyabilir.

Biraz da konsantrasyonu bozan etkenler ve çözüm yolları üzerinde duralım.

Dikkat dağılmasının ya da konsantrasyonun bozulmasının temel nedeni zihni dağınıklıktır. Zihni dağınıklığa sebep olan faktörler bireyin kendisinden (ruhsal ve bedensel) kaynaklanabileceği gibi dış faktörlerden de olabilir. Bu faktörler birbirlerini de etkiler. O nedenle ilk yapılması gereken şey sorunun neden kaynaklandığını bulmaktır. Bu adımı attıktan sonra çözüm yollarını uygulamak gerekir. Örneğin çalıştığınız odanın düzensiz oluşu ya da odadaki nesnelerin sizi hayallere sürüklemesi böyle bir konsantrasyon bozukluğu oluşturabilir. Eğer problem, çalıştığınız mekândaki uyarıcılardan (resim, fotoğraf, tv, bilgisayar vb) kaynaklanıyorsa odanızı bunlardan temizlemelisiniz. Ders çalışırken oturma biçiminiz bile konsantrasyonu etkiler. Örneğin yatarak çalışıyorsanız konsantrasyon problemi yaşayabilirsiniz. Beden kendini salacaktır. Uyuşukluk ve uyku atmosferi baskın olacaktır. Çünkü beyinle beden etkileşim halindedir. Bedenin aldığı pozisyon, beyne çalışmaya ait bir hazırlığı değil, uyumaya ait hazırlığın mesajını gönderir.

Bedensel anormallikleri (açlık, susuzluk, rahatsızlık vb) gidermeye çalışmak da konsantrasyonun yeniden düzenlenmesinde önemli bir yoldur. Psikolojik problemleriniz, sorunlarınız sizi derslerden alıkoyuyorsa derdinizi paylaşabileceğiniz, sizi rahatlatacak ve dertlerinize çözüm üretebilecek insanlarla diyaloga geçmenizde fayda vardır.

Duygusal yoğunluk yaşayan arkadaşlarda da çokça konsantrasyon problemiyle karşılaşabiliyoruz. Her ne kadar gönül ferman dinlemese de bu sene dinlemesi gerekiyor! Bu sene aşık olacaksanız derslerinize, test kitaplarınıza, matematiğin polinomlarına aşık olun! Yanlış zamanda yanlış şeylere aşık olmayın! Üniversite aşkınız her şeyin üzerinde olmalı bu sene! Aşk meşk meselelerini burada kısa kesip ilerde daha uzun bir yazıya havale ediyorum.

Hedefin yetersiz olması, hedefi uzak olarak görme ya da hedefe aşırı önem verme de konsantrasyonu bozabilir. Eğer potansiyeliniz seçtiğiniz hedefinizin çok çok üzerindeyse böyle bir problem yaşayabilirsiniz. Bir diğer sıkıntı da hedefin uzak oluşudur. Bu süreç, çalışma dönemiyle birlikte 9-10 aylık bir süreyi kapsamaktadır. Sınavın zaman açısından uzak oluşu hedefe olan bağlılığınızı, onun siz de oluşturacağı çalışma azmini ve iradesini azaltabilir. Bu olumsuzluktan kurtulmak için günlük, haftalık ve aylık soru ve puan hedefleri koyabilirsiniz. Konulan bu ara hedefler, derslere olan ilginizi, konsantrasyonunuzu yeniden sağlayacaktır.

Hedeften kaynaklanan bir diğer konsantrasyon problemi de hedefe aşırı bağlanmadır. Yatarken-kalkarken, dersin başına oturduğunuzda hedefin devamlı hayallerinizi istila etmesi, ister istemez konsantrasyonunuzu bozacaktır. Bundan kurtulmanın yolu, sizde hedefi çağrıştıracak materyallerden uzak durmanızdır. Örneğin taban puanlarla ilgili kitapçıklar ya da hedefle ilgili resimler gibi. Bu tür sıkıntı yaşayan öğrencilerin zihinlerini telkinlerle yeniden düzenlemeleri gerekir.

Bu hamur daha çok su götürür, ancak burada kısaca ele almaya çalıştım. Hasılı kelam; yukarıdaki tavsiyelere uymaya gayret ederek bu sorunu alt edebilirsiniz. Tabii eğer bu yazıyı konsantre bir şekilde okuyabildiyseniz!

DUYURULAR
 
TÜRKİYE'NİN EN İYİ ÖDEV ARAŞTIRMA PORTALI www.odevarastir.tr.gg 1 YAŞINDA......
 
Bugün 33 ziyaretçi (41 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol